New York Times, petrol fiyatlarında yaşanan dalgalanma akaryakıt fiyatlarını vuracağını aktaran bir analiz haber yayımladı. Analize göre, son haftalarda yaşanan yükselişler, arz endişeleri ve Ukrayna ile Orta Doğu'daki savaşlar nedeniyle daha da derinleşti. Jeopolitik risklerin etkisiyle altın ibreyi yukarı çevirirken piyasa gözlemcileri ve analistlerden de kritik petrol tahmini geldi.

Uluslararası göstergelerde Brent petrolün veril fiyatı 2023 yılının aralık ortasından bu yana neredeyse yüzde 20'den fazla arttı.

2024 yılının ilk çeyreğinde de yükselişler devam ederken sadece mart ayı içinde petrol fiyatları yüzde 10'dan fazla artış göstererek varil başına yaklaşık 90 dolara kadar çıktı.

Emtia araştırma şirketi Kpler'de analist olan Viktor Katona, öngörülerinin yükseliş yönünde olduğunu söyledi.

Analistler, yukarı tırmanan petrol fiyatları merkez bankalarının enflasyonu düşürme çabalarını daha da zorlaştırabileceği yorumlarını yapıyor.

ABD’de, yaz sürüş sezonunda yüksek benzin fiyatlarının yükselişinin kasım ayında zorlu bir seçimle karşı karşıya olan Biden yönetimi için de hoş karşılanmayacağı yorumları da yapılıyor. Akaryakıt fiyatları artmaya devam ediyor. Enerji Enformasyon İdaresi'ne göre pompadaki ortalama fiyat ocak başından bu yana galon başına yaklaşık 50 sent artarak 3.70 dolar civarına yükseldi.

Piyasa gözlemcileri, bu kadar hızlı bir yükselişin ardından fiyatlarda kısa vadeli bir geri çekilmenin de mümkün olduğunu belirtiyor. Petrol fiyatı, 2022'de ulaşılan varil başına 100 dolarlık zirvenin altında kalıyor. 2023 yılında, dünyanın en büyük petrol üreticisi ABD ve OPEC dışındaki diğer ülkelerin ham petrol üretimindeki güçlü büyüme, piyasaların talebi karşılamaya yetecek kadar petrol olacağı konusunda güven kazanmasına yardımcı oldu. Jeopolitik gerilimlerin oluşturduğu tehditlere rağmen fiyatlar yılın büyük bir bölümünde düşük seyretti. Başlangıçta piyasalar İsrail ve Hamas arasındaki çatışmanın risklerini büyük ölçüde göz ardı etti.

En tedirgin edici gelişme ise 1 Nisan'da Suriye'nin başkenti Şam'da düzenlenen bir hava saldırısında bir grup İran Devrim Muhafızı komutanının öldürülmesi oldu. İran'ın misilleme yapma sözü vermesi, Basra Körfezi'ndeki önemli ihracatçıları ekim ayında Hamas'ın İsrail'e saldırmasıyla başlayan çatışmanın içine çekebileceği korkusunu arttırdı. S&P Global Commodity Insights başkan yardımcısı ve petrol piyasaları, enerji ve mobilite araştırma müdürü Jim Burkhard, "7 Ekim'den bu yana korku hep buydu; İran, ABD ve İsrail'in doğrudan karşı karşıya gelmesi" dedi.

Burkhard, Orta Doğu'daki çatışmanın petrol arzı üzerinde çok az etkisi olduğunu, ancak piyasaların İsrail ve İran arasındaki yüzleşmenin nasıl sonuçlanacağını görene kadar gergin olacağını söyledi.

OPEC+ olarak bilinen bir grup petrol üreticisinin petrol arzını sınırlamaya yönelik devam eden çabaları tedirginliği artırıyor. Büyük ölçüde Suudi Arabistan Petrol Bakanı Prens Abdülaziz bin Salman tarafından organize edilen bu üretim kısıntıları günde yaklaşık 5 milyon varili ya da potansiyel olarak arzın yaklaşık %5'ini piyasadan uzaklaştırıyor. OPEC'in taahhütlerine sadık kalıp kalmayacağı konusunda her zaman şüpheler var, ancak fiyatlar önemli ölçüde yükselmedikçe bu kesintilerin yakın zamanda gevşetilmeyebileceği kabul ediliyor. Burkhard, "Fiyatlar varil başına 100 doların üzerine çıkmadıkça OPEC+'dan resmi bir artış beklemiyoruz" dedi.