Covid-19 düzenlemesinin AK Parti'nin karar ve tasarrufları sonucunda 10. Yargı Paketi'nden çıkarıldığına dikkati çeken Kunt Ayan, "Bu gerçeği çarpıtan ve siyasi etik dışına çıkan söylemleri kabul etmediğimizi burada ifade ediyoruz. İnfazda eşitlik ve adaleti sağlayacak daha çok insanın mağduriyetini giderecek her türlü adımın yanındayız" dedi.

Meclis Adalet Komisyonu üyeleri DEM Parti Hakkari Milletvekili Onur Düşünmez, Şanlıurfa Milletvekili Dilan Kunt Ayan, Van Milletvekili Zülküf Uçar, komisyonda görüşmelerine başlanacak 10'uncu Yargı Paketi'ne ilişkin basın toplantısı düzenledi.

DEM Parti Adalet Komisyonu üyeleri adına açıklamayı Dilan Kunt Ayan yaptı. Dilan Kunt Ayan, DEM Parti olarak taleplerini ve söz konusu düzenlemenin taşıdığı anlamı kamuoyuyla paylaşma ihtiyacı duyduklarını söyledi.

“Bu paket adil bir paket değildir”

Bölge Baroları Ankara’da Barış İçin Temaslarda Bulundu
Bölge Baroları Ankara’da Barış İçin Temaslarda Bulundu
İçeriği Görüntüle

10'uncu Yargı Paketi'nin içinden geçilen siyasi sürecin hassasiyetlerini gözeterek hazırlanmış bir kanun teklifi olmadığını ifade ederek sözlerine başlayan Kunt Ayan, kanun teklifinin içeriğine dair eleştirilerine şöyle devam etti:

“27 Şubat’ta Sayın Abdullah Öcalan tarafından yapılan, barış ve demokratik toplumu çağrısı, tarihsel, siyasal ve toplumsal olarak yeni bir sürecin kapılarını aralamıştır... Ancak Meclis’e sunulan 10'uncu Yargı paketi bu beklentileri karşılamaktan uzaktır. Bu paket adil bir paket değildir. Bu paket eşitlikçi bir paket değildir. Bu paket hukuka uygun bir paket değildir. Özellikle İnfaz Düzenlemeleri'nde yapılan değişiklikler, on binlerce mahpus ve aileleri için derin bir hayal kırıklığı yarattığı açıktır.

"Türkiye hapishanelerinde en az bin 412 hasta mahpus var"

Siyasi mahpuslara, hasta mahpuslara, cezaevinde sistematik ayrımcılığa maruz kalanlara dönük gerekli iyileştirmeler yer almamaktadır. Mevcut eşitsizlikler daha da derinleştirilmektedir. Paket, anayasaya aykırı, hukuki öngörülebilikten uzak keyfi ve ayrımcı düzenlemeler içermektedir. Geçmiş infaz değişikliklerinden kaynaklı mağduriyetler giderilmemiştir. Adalet duygusu bir kez daha siyasal hesaplara feda edilmiştir. Bugün Türkiye'de bir adalet krizi yaşanıyor. Adalet Bakanlığı verilerine göre 7 Nisan 2025 tarihi itibariyle cezaevlerinde 403 bini aşkın tutuklu ve hükümlü bulunmaktadır. Oysa Türkiye genelinde 395 cezaevinin toplam kapasitesi 300 binin altındadır. Bu tablo yalnızca fiziki bir doluluğu değil aynı zamanda insan onurunu temel hakları ve hukuk güvenliğini hiçe sayan bir düzeni de gözler önüne sermektedir. İnsan Hakları Derneği'nin Nisan 2025 raporuna göre Türkiye hapishaneleri en az 1412 hasta mahpus olduğu ve bunların 335'inin ağır hasta olduğunu raporuyla sabitlemiştir.

“Kamu vicdanı bir kez daha örselenmiştir”

Ancak 10. Yargı Paketi'nde karşımıza çıkan şey ne yazık ki yine adaletsizlik, ayrımcılık ve inkardır. Halkın yıllardır umutla beklediği düzenlemeler bir kez daha kapsam dışı bırakılmış, kamu vicdanı bir kez daha örselenmiştir. Peki halk ne bekliyordu bu paketten? Şimdi bunları sizlerle paylaşalım. Başta hasta mahpuslara şartsız ve ayrımsız olarak tahliye ve tedavi imkanlarının sağlanmasını bekliyordu. Yine 31 Temmuz 2023 tarihli Covid Yasası'nda adli ve siyasi mahpuslarla ilgili hukuki eşitsizliklerin giderilmesini bekliyordu. Hiçbir suç ayrımı yapılmaksızın, mükerrelere ve ikinci mükerrelere yönelik koşullu salı verme yasakların kaldırılmasını bekliyordu. 2020 tarihli ayrımcı infaz yasasından dışlanan siyasi mahpuslar için eşitlik bekliyordu. Keyfi ve ayrımcı infaz rejiminden kurtulmak herkes için hukuka uygun, öngörülebilir ve adil bir infaz sistemine katkı sağlayacak düzenlemeler bekliyordu ve bu beklentiler halkın kendi kendine ürettiği umutlar değil, bizzat Adalet Bakanı Yılmaz Tunç'un kamuoyuna verdiği sözlerin taahhütleri sonucu oluşan beklentilerdi."

"Toplumsal barış bu paketin neresinde?"

Kunt Ayan, Türkiye Adalet Bakanı Yılmaz Tunç'a seslenerek "Bakan'a soruyoruz. Bu vaatlerin hangisi 10. Yargı Paketi'nde yer aldı? Toplumsal barış bu paketin neresinde? Yine adalet bu maddelerin hangi satırlarında gizlidir?" diye sordu.

10.Yargı Paketi teklifinin görüşüleceği komisyon toplantısında DEM Parti Grubu'nun nasıl bir yol izleyeceğimizi anlatan Kunt Ayan, şunları kaydetti:

"Başta ağır hasta mahpusların konutta infazıyla ilgili infaz kanununun 110. maddesinin 3. fıkrasında yapılan düzenlemede ağırlaştırılmış müebbetlere getirilen istisnanın teklif metninden çıkarılması önergesini sunacağız. Yine ağır hasta mahpuslarla ilgili toplum güvenliği bakımından ağır ve somut tehlike oluşturmama şeklinde muğlak, keyfi ve yeni ürettikleri bu maddenin çıkarılmasını isteyeceğiz. Yine kadın, çocuk ve yaşlılar için öngörülen özel infaz usullerinden siyasi mahpusların faydalanmasını engelleyen ayrımcı ifadelerin çıkarılması şeklinde önergelerimizi komisyonda sunacağız.

“'Kesin hayati tehlike' ibaresinin çıkarılmasını isteyeceğiz"

Ayrıca yeni maddeler ihtaz edilmesi için de teklifler sunacağız. Nedir bunlar? Burada sizlerle paylaşayım. Başta 31 Temmuz Covid yasasının eşitlikçi ve hukuka uygun şekilde düzenlenerek pakete dahil edilmesini yeni bir ihtisas maddesi olarak düzenlenmesi için sunacağız. Yine İnfaz Kanunu 16. maddede ağır hasta mahpuslarla ilgili olarak “kesin hayati tehlike” ibaresinin çıkarılarak mevcut ağır bir hastalık şeklinde değiştirilmesini teklif edeceğiz. Komisyonun ve iktidar vekillerinin halkın eşitlik ve adalet taleplerine kulak vermesi gerekiyor. Çoğulcu, çözümcü ve demokratik şekilde bu önerilerimiz dikkate alınarak paket kapsamında önerilerimiz şekline düzenlemesi için halen geç değil."

"Eşitsizliğe sessiz kalmayacağız"

Covid düzenlemesininn AK Parti'nin karar ve tasarrufları sonucunda 10. Yargı Paketi'nden çıkarıldığına dikkat çeken Kunt Ayan, "Bu gerçeği çarpıtan ve siyasi etik dışına çıkan söylemleri kabul etmediğimizi burada ifade ediyoruz. İnfazda eşitlik ve adaleti sağlayacak daha çok insanın mağduriyetini giderecek her türlü adımın yanındayız" dedi.