Kamu Emekçileri Sendikası Konfedarasyonu (KESK) Hakkari Şubesi, DİSK Genel İş Hakkari Şubesi, TMMOB Hakkari İl Koordinasyon Kurulu, İnsan Hakları Derneği, Hakkari Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği (HESOB) Hakkari Barosu,Hakkari Gazeteciler Cemiyeti, ÖHD,Hakkari Gençlik Engellier Derneği Van'da düzenlecek Bölge mitingi için katılım çağrısında bulundu.

Sendika binasında yapılan açıklamayı  grup adına KESK Genel Başkanı Ahmet Karagöz yaptı.

Karagöz, açıklamada emeği ile geçinenlerin iyiyi, güzeli, umudu yaşatmaya ve büyütmeye olan ihtiyacı her geçen gün biraz daha artığını ifade etti.

Krizin faturasını emekçilere, işçilere, ezilenlere ve hatta doğaya ödetmek isteyen vahşi bir kapitalizm, dünyayı adım adım bir yok oluşa sürüklediği belirten Karagöz, açıklamanın devamıda şunları kaydetti.

 '' Evet, bir kriz var ve bu krizle sömürüyü, baskıyı, talanı normalleştirmek için kullanıyorlar. Ülkemizde bu krizlerin çoklu halini yaşıyoruz. Krizin sirayet etmediği hiçbir yaşam alanı kalmadı. Ülkeye karabasan gibi çöken, emeğe ve kazanılmış haklara adeta düşman kesilen bir iktidar gerçekliği ile karşı karşıyayız.31 Mart’ta bu gidişata halklarımız ve emekçiler artık yeter dedi. Sıra, bu iktidarı tarihin çöp sepetine atmaya geldi. Bizleri yok sayıp, kapı kulu olarak görenlere, TÜİK enflasyonuyla ekmeğimizin yarısını çalanlara,Çalışırken yoksulluk, emeklilikte sefaleti dayatanlara,Fakirden alıp zenginin kasasını dolduranlara, Mülakat sistemi ile torpilin kapısını sonuna kadar açarak, liyakati ortadan kaldıranlara, Ayrımcılığı, kadrolaşmayı, yandaşlığı devlet politikası haline getirenlere, Güvencesiz istihdamı yaygınlaştıranlara, Rant için kentlerimizi, doğamızı beton yığınına çevirenlere,Depremleri, afetleri toplumsal yıkıma dönüştürenlere, Bizlerin cebinden çaldıklarıyla, kendi yaşam alanlarını saltanata, şatafata çevirenlere,  Adaleti, hukuku, özgürlükleri, anayasayı ortadan kaldırıp keyfiyeti hâkim kılanlara, Barışı ve kardeşlik ortamını zehirleyenlere, Savaş politikalarıyla kaynaklarımızı silahlanmaya kullananlara,Yargıyı siyasallaştıranlara,Karşı mücadeleyi büyütmek ve umudu örgütlemekten başka bir çıkış yolu olmadığını biliyoruz. Ve yine biliyoruz ki, emekçiler umudu ve kararlılığı büyüttükçe bu ceberut iktidar çözülecek, karanlığın yerini aydınlık alacak. Bizleri nefessiz ve umutsuz bırakmak isteyenlere karşı 31 Mart’ta cevabımızı verdik. Çünkü emekçiler gelecek güzel günlere olan umudunu hiçbir zaman kaybetmedi ve kaybetmeyecektir.1 Mayıs’ta alanlarında aşağıdaki taleplerimizi ısrarla haykıracağız.
Bu taleplerimiz;
İşçi ve emekçilerin güvenceli, insanca çalıştığı bir işinin ve gelirinin olduğu, Ekonomik krizlerin, salgınların faturasının emekçilere yıkılmadığı,Vergide adalet için; az kazanandan az, çok kazanandan çok vergi alındığı, Temel tüketim maddelerinde dolaylı vergilerin, sıfıra indirildiği, Ücret gelirlerinden alınan gelir vergisinin, yoksulluk sınırına kadar olan gelirler için %10’da sabitlendiği, Torpilin, kayırmanın kapısını sonuna kadar açan mülakat sisteminin kaldırıldığı, liyakat ve kariyerin esas alındığı, Sendikal hak ve özgürlüklerin önünün açıldığı, grevlerin yasaklanmadığı,  OHAL KHK’leriyle haksız ve hukuksuz bir şekilde ihraç edilenlerin işlerine geri döndüğü, İnsanların kimliğinden, inancından, cinsiyetinden dolayı haksızlığa uğramadığı, Düşünmenin ve düşünceyi ifade etmenin cezalandırılmadığı,Eşit yurttaşlığın, barış ve kardeşliğin hâkim olduğu,Kadınlara yönelik cinayet, şiddet, taciz ve tecavüzün son bulduğu, toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin ortadan kaldırıldığı,İstanbul Sözleşmesinin feshinin iptal edildiği, 190 sayılı ILO sözleşmesinin imzalandığı, Çocuklarımızın okula aç gitmediği, çocuklarımızın beden ve enerjilerinin MESEM projesi ile sermayeye ucuz işgücü olarak sunulmadığı, yine çocuklarımızın ÇEDES projesiyle; laik, bilimsel ve akademik eğitimden mahrum bırakılmadığı bir Türkiye isteriz,  Nazım Hikmet’in dediği gibi“Yine kitapları, türküleri, bayraklarıyla geldiler, Dalga dalga aydınlık oldular, Yürüdüler karanlığın üstüneMeydanları zaptettiler yine” Bizler de 1 Mayıs’ta bayraklarımızla, sloganlarımızla, halaylarımız ve türkülerimizle akın akın sel olup meydanları zapt edeceğiz. İktidarın toplumsal cinsiyet ayrımcılığını körüklemekte ısrar eden, cemaat ve tarikatların hegemonyasını güçlendiren politikalarına karşı sözümüzü söylemek, mücadelemizi örmek, tekçi, cinsiyetçi, ırkçı iktidara dur demek için 1 Mayıs’ta alanlarda olacağız!Eşitlikçi, özgürlükçü, halkların bir arada, kardeşçe yaşadığı bir ülke ve gelecek güzel günler için 1 Mayıs’ta alanlarda olacağız! Jin, Jiyan, Azadî diye haykırmak için alan1 Mayıs’ta larda olacağız! Kürt sorununun demokratik ve barışçıl yollarla çözümü için 1 Mayıs’ta alanlarda olacağız.Kaynaklarımızın silahlara değil, parasız, ulaşılabilir, nitelikli ve anadilinde, toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlamayı amaç edinen kamu hizmetlerine aktarılması için 1 Mayıs’ta alanlarda olacağız. Umudu ve mücadeleyi büyütmek için 1Mayıs’ta alanlarında olacağız!Çünkü şimdi, mücadeleyi, dayanışmayı ve umudu büyütme zamanı! Emeğin sesini daha da yükseltme zamanı! Çünkü yepyeni bir gün doğuyor!''